18 Mayıs 2017 Perşembe


Teknoloji dünyasında meydana gelen değişimlerin eğitim süreçlerini yakından etkilediği göz önüne alındığında yakın gelecekteki eğilimleri incelemek ve günümüz eğitim ortamlarını bu eğilimler doğrultusunda açıklamak  bilgi toplumlarının sürekliliklerini sağlamak için gereklidir.
Yeni teknolojinin insan yaşamının her alanında yarattığı köklü değişimler, bilginin yeniden tanımlanmasını gerektirmiştir.

Stehr’e göre bilginin bu yeni tanımının odağında aktif bir aktör bulunur. ‘Bilmek bilişsel bir yapma(cognitive doing) eylemidir.’
Bilgi toplumlarının temeli olan bu bilişsel yapma eylemini bilgi ve iletişim teknolojileri yeniden yapılandırmaktadır.
Bilginin iletişim ağları üzerinden paylaşım, aktarım ve harekete geçirilme gibi eylemlerle sürekliliğinin ve hızlı üretiminin sağlanması bu dönüşümün temelini oluşturmaktadır.
Bilgi üretim ve kaynaklarının geçirdikleri bu değişim, öğrenme ve öğretme süreçlerinin de yeniden tanımlanmaları gereksinimini doğurmuştur.
Öğrenme ortamları, bilginin tek yönlü aktarımına dayanan geleneksel öğrenme biçimleri yerine etkin, yaratıcılığa ve eleştirel düşünceye dayalı, öğrenci merkezli çözümler sunmayı hedeflemelidir.
Bilgi toplumları, bilgi ve iletişim teknolojilerini etkin bir biçimde kullanarak bilginin üretimin ve paylaşımına katkıda bulunan bireyler yetiştirmek için geleneksel eğitim ortamlarını etkin öğrenmeye dayalı yöntemler ışığında yeniden gözden geçirmelidir.
Öğretim teknolojilerinde yeni eğilim ve yaklaşımları altı ana başlık altında incelenmiştir:
1.Öğrenme analitikleri 
2.Bulut bilişim
3.Mobil uygulamalar
4.Açık eğitim kaynakları
5.Oyun temelli öğrenme
6.Ters yüz edilmiş öğrenme